Tüketici Hukuku
TÜKETİCİ HUKUKU
6502 sayılı Tüketicinin korunması kanunun 1. Maddesinde de belirtildiği üzere;
Kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmek tüketici hukukunun temel prensipleridir.
TÜKETİCİ HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
-
Pazarda güçsüz durumda olan tüketicileri toplum yararını da dikkate alarak sınırsız sözleşme özgürlüğünün yaratabileceği olumsuz sözleşme şartlarına karşı korumak maksadıyla Tüketici Hukukunun kuralları emredici niteliktedir.
-
Tüketici Hukukun ülkemizde bağımsız bir hukuk dalıdır. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümü için özgün bir mahkeme dışı hak arama yolu olarak Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin ve Tüketici Mahkemelerinin kurulması öngörülmüştür.
-
Tüketici Hukuku, hem kamu hukuku, hem de özel hukuk kurallarından oluşan, kendisine özgü bir hukuk dalı niteliğini taşımaktadır.
TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA TAKİP EDİLECEK YASAL SÜREÇ NASILDIR?
Tüketici hukuku ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklarda, sözleşmeye konu malın veya hizmetin bedeli uyarınca Tüketici Mahkemeleri veya Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapılmaktadır. Yasanın belirlediği sınırlara göre kişiler öncelikle hakem heyetlerine başvurmak zorundadır. Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapılmasından ve karşı tarafın uyuşmazlığa ilişkin cevaplarının sunulmasından sonra hakem heyeti dosya üzerinden inceleme yapar. Uyuşmazlığın niteliğine göre bilirkişi görevlendirilebilir. Tüketici Hakem Heyetlerinin uyuşmazlık hakkında vermiş olduğu kararlar icra edilebilir niteliktedir. Tüketici Hakem Heyetinin vermiş olduğu kararın doğru olmadığını düşünen taraf kararın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde üst merci olarak kabul edilen Tüketici Mahkemesine itirazda bulunabilir. Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesince verilen kararlar kesin kararlar olup, tarafların itiraz hakları bulunmamaktadır.
MALIN AYIPLI OLMASI DURUMUNDA TÜKETİCİYE SAĞLANAN HAKLAR NELERDİR?
Tüketici,
-
Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
-
Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
-
Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
-
İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme hakkına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
-
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir.
-
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur.
-
Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
-
Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
TÜKETİCİNİN HAKLARINI KULLANABİLECEĞİ SÜRE NE KADARDIR?
-
Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.
-
Yani bir mal tüketicinin eline geçmesiyle birlikte 2 yıl içinde var olan ayıp üzerine tüketicinin yasal başvurusunu yapması gerekmektedir. Aksi halde süre zamanaşımına uğrayacak ve tüketici herhangi bir hak talebinde bulunamayacaktır.
-
Bu zamanaşımı süresi konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.
-
Fakat söz konusu ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri bu halde uygulanmaz.
TÜKETİCİ HUKUKU DAVALARI
Tüketici hukuku davaları içinde ilk sırada ayıplı mal/hizmet davaları yer almaktadır. Açılan davalarda satılan ayıplı malın iadesi, para iadesi, söz konusu malın ayıpsız olan ile değiştirilmesi, bir zarar doğduysa o zararın tazmini gibi istemler vardır. Bu hukuk dalında tüketici kredisi ve kredi kartı sözleşmelerinden kaynaklanan davalarla da sıkça karşılaşılmaktadır.
Tüketici hukuku alanında sunulan avukatlık hizmetleri arasında ise şu hizmetler yer almaktadır:
-
Ayıplı Mal ve Ayıplı Hizmetten Doğan Sorumluluk
-
Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar
-
Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları
-
Tüketici Hakem Heyetinde Yapılacak İşlemlerde Danışmanlık ve Temsil
-
Tüketici ve Ticaret Mahkemelerinde Danışmanlık ve Temsil
-
6502 Sayılı Kanun Kapsamındaki Ceza Hükümleri Çerçevesindeki Uyuşmazlıklarda Tarafların Temsili
-
Alım-Satım Sözleşmeleri
-
Satıcı ile Tüketici Arasında Yapılacak Sulh Görüşmelerinin Protokole
Bağlanması
Ayıplı Mal ve Hizmet
Ayıplı mal ve ayıplı hizmetten doğan sorumluluk için öncelikle ayıplı mal ve hizmet tanımını yapmak gerekir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesine göre; Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. Bu noktada satıcı malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmek zorundadır. Bu nedenle ayıplı maldan sorumlu olan da satıcıdır.
Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir.
Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
-
Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
-
Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
-
Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
-
İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Bu seçimlik haklardan birini kullanmaya karar veren tüketici, satıcıya bildirimde bulunarak hakkını kullanabilir. Ancak eğer satıcı tarafından bu hakkın kullanılmasına mani olunuyorsa, malın değerine göre Tüketici Hakem Heyeti’ne ya da Tüketici Mahkemesi’ne gidilebilir.
Ayıplı hizmet sunulması durumunda da tüketiciye bazı haklar tanınmıştır. Bunlar;
-
Hizmetin yeniden yerine getirilmesini isteme hakkı,
-
Hizmet bedelinden indirim isteme hakkı,
-
Onarım isteme hakkı,
-
Hizmet sözleşmesinden dönme hakkıdır.
Hizmet sağlayıcı tercih edilen haklardan birini yerine getirmekle mükelleftir. Getirmediği durumlarda, ayıplı malda olduğu gibi Tüketici Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesi görevli olacaktır.
Haksız Şartlar
Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar 6502 sayılı kanunun 5. maddesinde açıklanmıştır. Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.
Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar “yazılmamış sayılır”. Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Bu tip sözleşmelere matbu sözleşmeler de denilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür.
Sözleşme şartlarının yazılı olması hâlinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; tüketici lehine işlem yapılır.
Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları
Tüketici kredileri ve kredi kartlarından doğan uyuşmazlıklar Tüketici Hukukunun en önemli bölümlerinden biridir. 6502 sayılı kanun bu konuda ayrıntılı hükümler getirmiştir.
Kredi verenin, tüketiciye, teklif ettikleri kredi sözleşmesini ve varsa eklerini, sözleşmenin kurulmasından makul bir süre önce vermesi zorunludur. Sözleşme ancak yazılı olursa geçerli olur. Tüketicinin geçerli bir sözleşmeden on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma
hakkı vardır. Kredi sözleşmesinin şartları, tüketici aleyhine değiştirilemez. Belirli süreli tüketici kredisi sözleşmelerinde faiz oranı sabit olarak belirlenir. Sözleşmenin kurulduğu tarihte belirlenen bu oran tüketici aleyhine değiştirilemez.
Bu maddelerin uygulanmaması durumunda ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda tüketici avukatına başvurmak en avantajlı sonuçların alınmasını sağlayacaktır.